Ülkemizde korkunç bir cinayet vakası daha ortaya çıktı. Bir haftadır kayıp olan 32 yaşındaki Eda Y., en son görüldüğü arazide ölü olarak bulunurken, olayla ilgili olarak evli çift gözaltına alındı. Eda'nın kaybolduğu gün, komşuları tarafından en son görülen kişi olarak tanımlanan çiftin, cinayetle ilgili itirafı ise hem polis ekiplerini hem de kamuoyunu şoke etti. Bu olay, bir türlü çözülmeyen kayıp vakalarının yanı sıra, aile içindeki dramatik gerilimlerin ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bölge halkının da yakından takip ettiği Eda Y.’nin kaybolması olayı, ilk olarak 10 gün önce kayıtlara geçti. Genç kadının ailesi, Eda'nın bir daha geri dönmemesi üzerine durumu polise bildirdi. Eda'nın kaybolmasının ardından, yerel arama kurtarma ekipleri hemen harekete geçti. Geniş bir alan tarandı, köyün civarındaki ağaçlık ve dağlık bölgelerde detaylı aramalar yapıldı. Aile ve komşuları, genç kadının geçirdiği günler boyunca nerede olabileceği konusunda çeşitli spekülasyonlar yürütürken, umutsuzca haber beklediler.
Bir hafta süren yoğun arama faaliyetlerinin ardından, 32 yaşındaki kadının cansız bedeni, polisi ve arama kurtarma ekiplerini şoka uğratan bir yerde bulundu. Eda'nın cesedi, uzak bir arazide gömülü vaziyette bulundu ve durumun cinayet olabileceği anlaşıldı. Olay yerine ulaşan dedektifler, olay yerinde başlatılan ön incelemenin ardından, cinayet soruşturması kapsamında hızlı bir şekilde harekete geçtiler.
Olayın detayları ortaya çıkarken, genç kadının eşi ve onun en yakın arkadaşı olan evli bir çiftin isimleri öne çıktı. Yapılan sorgulamalarda, her iki kişi de Eda Y.'nin ortadan kaybolduğu gün onunla birlikte olduklarını kabul etti. Ancak her ne kadar araştırmaya dair birçok bilgi sunsalar da, yaptıkları açıklamalar soruşturmayı yürüten dedektifler tarafından ikna edici bulunmadı. Kısa süre içinde evli çiftin Eda’yı öldürme suçlamasıyla gözaltına alınması ise hem yetkilileri hem de halkı derinden sarstı.
Gözaltına alınan çiftin, Eda’yı yakın arkadaşları olarak tanıdıkları bir kadına karşı nasıl böyle bir eyleme geçtikleri ise bir muamma. Eşini vefatından sonra başkalarına nasıl anlatacakları ve toplum tarafından nasıl karşılanacakları ise herkesin aklındaki bir başka soru oldu. Öte yandan, olayın ardından pek çok kişi sosyal medya aracılığıyla hem Eda Y.’ye hem de onun ailesine destek mesajları gönderirken, kadın cinayetlerinin önlenmesi gerektiğine dair güçlü bir kamuoyu oluşturdu.
Bu olay, bir kez daha toplumda kadınlar üzerindeki şiddet ve tehditlerle ilgili tartışmaları alevlendirecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz yıl, ülkede pek çok kadının benzer biçimde kaybolması veya şiddet mağduru olması, bu konuya olan duyarlılığı artırmış durumda. Eda'nın cinayetinde soruşturma derinleştikçe, toplumda bu gibi vakalara karşı daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğine dair sesler artmaktadır. Adli süreçlerin devam edeceği belirtilirken, Eda’nın anısına yönelik etkinlikler de başlamıştır.
Sonuç olarak, Eda Y.'nin kaybı ve ardından gelen bu trajik cinayet, toplumda daha sağlam bir dayanışma ve hareket oluşturma potansiyeline sahip. Üst düzey yetkililerin düzenlediği toplantılarda, kadınların korunması ve cinayetlerin önlenmesi yönünde daha etkin yöntemler geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Eda'nın hikâyesi, maalesef çok geçmeden bir başka kadın hikâyesine dönüşmeden önce, benzer olayların önüne geçilmesi için bir çağrı niteliği taşımaktadır. Şimdi gözler, olayın çözülüp çözülemeyeceğine ve adaletin yerini bulup bulmayacağına çevrildi.